İç Anadolu bölgesinin altın değerindeki ili Konya, 31 ilçesi bulunan ve yüzölçümü ile ülkemizdeki en büyük ilimizdir. Coğrafi konumu, kültürel yapısı, tarihi, manevi değerli ile Konya; yıl boyuca yerli ve yabancı turistlerin gözdesi konumuna gelmektedir. Konya otelleri ve Konya ilinde gezip görebileceğiniz değerleri oteldenal.com ayrıcalığı ile inceleyebilmeniz için listeledik;
Konya, ülkemizin en kalabalık 7. ildir. Nüfusu 2018 yılı verilerine göre 2.403.050 'dir. Nüfus yoğunluğu en Selçuklu bölgesi, en seyrek ise Yalıhüyük ilçesindedir. Oldukça tarihi ve turistik bir il olmasından dolayı yıl içerisinde çok sayıda ziyaretçi ağırlamaktadır. Aralık ayında Mevlana Haftası, Mart ayındaTarım Fuarı gibi faaliyetleri bulunduğu için Konya Otelleri yıl içerisinde en fazla ziyaretçi ağırlayan otellerdendir. Türkiyenin her tarafından düzenlenen turlar özellikle Mevlana Haftasında Konya ilinin yerli ve yabancı turisti en çok çektiği ve en kalabalık olduğu dönemlerindedir.
Konya Havalimanı 2000 yılında Konya’nın Selçuklu ilçe sınırlarında hizmete açılmıştır. Konya’nın merkezine ve en yakın Konya Otellerine sadece 19 km uzaklıkta bulunan havalimanı sizlere rahat ulaşım imkanı sağlamaktadır. Havalimanından şehir merkezine HAVAŞ, taksi ve belediye otobüsleri gibi ulaşım sağlayacağınız alternatifler mevcuttur.
Aynı zamanda Konya iline kara yolu ile ulaşım sağlamak için her ilden hareket eden otobüs firmalarının seferlerinden faydalanabilir, özel aracınızla yola çıkabilir ya da araç kiralamayı tercih edebilirsiniz. Otobüs ile sağlanan ulaşımlarda Selçuklu ilçesinde bulunan ve oldukça yoğun yolcu akışı bulunan Koya otogarı, şehir merkezine sadece 10 km mesafededir ve oldukça hızlı ve konforlu bir ulaşım imkanı vermektedir.
Konya, islam aleminin Türkiye’deki turizm merkezi olarak bilinmektedir. Mevlana Müzesi, Karatay Medresesi, Akşemsettin Gölü, Nasrettin Hoca Türbesi, Tınaztepe Mağarası, İnce Minareli Medres, Aya Elena Kilisesi, Atatürk Evi Müzesi, Kadı Mürsel Cami, Kilistra Antik Kenti ve Sille Köyü ve diğer turistik merkezleri ile Konya, kültürün ve sanatın oldukça yoğun hissedildiği bir konum haline gelmektedir. Konya otelleri bu sayede ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Yazları sıcak ve kurak, kışları oldukça sert ve soğuk geçen Konya’da Don olayları oldukça sık görülmektedir. Konya bölgesi ülkemizin en yoğun sis yaşatan ilidir. Karasal İklime sahip olan Konya’nın bitki örtüsü bozkır-steptir. Yaz aylarının cıvıl cıvıl yemyeşil geçtiği konya, kış aylarında kurak soğuk bir hava sergilemektedir. Bu sebepten dolayı Konya otellerinin en yoğun olduğu dönemler genellikle yaz mevsiminin ilk ayları olarak gözlemlenmektedir. Konya, baharın ve yazın birleşimi ile güzel havalarda gezilebilecek kocaman bir şehir olarak bilinmektedir.
Konya, ilk çağlardan bu yana özellikle Selçuklu Dönemine dek birçok medeniyete ev sahipliği yapan bir il olduğu için, bu farklılık en çok mutfak kültürüne yansımış olarak gözüküyor. Bu sebeple Konya otellerinde konaklama yapan misafirler konaklamalarında sadece kahvaltıya ihtiyaç duyup, günün diğer öğünlerinde Konyanın meşhur yemekleri ile ziyafet çekebiliyor. Konya’da ne yenir diye soran misafirlerimiz için;
Etli ekmek
Bamya çorbası
Tirit
Etli pilav
Sebzeli közleme
Cezerye
Höşmerim
Kerebici
Sac arası
"Sevgi ve Hoşgörü" kaynağı, Mevlana’nın şehri Konya, ilim ve kültürün izlerini taşıyan turistik yerleri ile Türkiyenin en önemli turizm merkezidir. Konya otellerine yakın, birbirinden önemli ve değerli yapıları sizler için derledik. İşte Konya’ya gidip de görmeden dönmemeniz gereken müzeler, parklar ve bahçeler, tarihi ve kültürel yapılar...
Tüm dünyanın etkilendiği felsefesi sebebiyle Mevlana Celaleddin Rumi’nin Türk ve İslam kültüründeki yeri tartışılmaz...
Konya’ya uğrayan misafirlerin ilk görmek istedikleri noktalardan biri bu sebeple Mevlana Müzesi. 1926’dan beri hizmet veren müzede en çok ilgiyi Mevlana Celaleddin Rumi’nin türbesi, Kubbe-i Harda yani Yeşil Kubbe topluyor. Mevlana Türbesi ve Müzesi Türkiye’nin her yerinden gelen konuklarını ücretsiz bir şekilde ağırlıyor.
Selçuklu zamanlarında yaptırılan Karatay Medresesi,döneminin çini ve taş işçiliği sanatını gösteren en güzel örneklerinden biri olarak günümüzde de göz kamaştırıyor. Özellikle medresenin giriş kapısı oldukça görkemli bir taş işçiliği örneği gösteriyor. Emir Celaleddin Karatay’ın 1251 senesinde yaptırdığı medrese, 1955 yılından beri Karatay Müzesi, diğer adıyla Çini Eserler Müzesi olarak ziyaret ediliyor.
Türkiye’nin en eski ikinci arkeoloji müzesi olan Konya Arkeoloji Müzesi,1901 yılında ziyaretçilerine kapısını açtı. 1927’de Mevlana Müzesi’ne ve 1953’te İplikçi Camii’ne taşınan eserler, 1962 yılında bugünkü müze binasına taşındı. Konya Arkeoloji Müzesi’nde Neolitik Çağ eserleri, Eski Tunç ve Orta Tunç (Asur Ticaret Kolonileri) çağlarına ait eserler, Demir Çağı eserleri, Klasik ve Helenistik devirlerine ait eserler, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserleri inceleyebilir, kendinizi tarihe dokunur gibi hissedebilirsiniz.
Konya-Akşehir mevkiinde ziyaretçilerini ağırlayan Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Rüştü Bey Konağı’nın 1989 yılında kamulaştırılmasıyla ve 1992 senesinde onarılmasıyla misafirlerine kapılarını açtı. Müzede Akşehir’de görülen karma kültürü anlatıldığı etnografik eserler sergileniyor.
Türkiye’nin en büyük Japon Bahçesi olan Konya Japon Parkı, yemyeşil doğası ve tertemiz havası ile misaflerine huzuru sunuyor. Konya ile Kyoto arasındaki kardeşlik ilişkilerinin geliştirilmesi için 2010 yılında hizmete açılmış olan park, her gün binlerce misafir tarafından ziyaret ediliyor.
Tropikal Kelebek Bahçesi, 3500 m2’lik gezi alanına sahip kocaman bir mutluluk noktası. 15 tür kelebeğe doğal yaşam alanı sunan bahçede kelebekler etrafınızda dolaşıyor. Bir Böcek Müzesi’ne sahip olan bahçede doğa eğitimi ve bahçe eğitimi gibi etkinlikler bulunuyor. Konya Tropikal Kelebek Bahçesi, Avrupa’nın en büyük kelebek uçuş alanına sahip oluşu ile öne çıkıyor ve misafirlere kapılarını açıyor.
Sultan II. Selim tarafından yaptırılan bu camii Sultan Selim Camii olarak da bilinir. Yapımına 1558 yılında başlanan Selimiye Camii’nin inşası 1570 yılında tamamlanmıştır. Mevlana Türbesi’nin hemen yakınında yer alan cami, günümüze gelene kadar farklı dönemlerde onarımlar geçirmiştir. Klasik Osmanlı mimarisinin Konya’daki en güzel örneklerinden biri olarak görülür ve Konya ilinin en çok ziyaret edilen noktalarından birisidir.
Ünlü filozof ve mizah ustamız Nasreddin Hoca’nın mezarına ev sahipliği yapan türbe, Konya-Akşehir’de bulunmaktadır. Nasreddin Hoca’nın 1284 yılında öldüğü biliniyor. Bugün ziyaret edilen türbe ise 1905 yılında, Akşehir kaymakamı tarafından yaptırılmıştır ve Konya’ya gelen her misafirin ilgi odağı olmaktadır.
Beyşehir Gölü, Türkiye’nin en büyük tatlı su gölüdür. Kalkerli bir arazi içinde yer alan ve yer altı suları ile beslenen bu göl Konya’nın mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biridir. Göl üzerinde büyüklü küçüklü 23 ada bulunmaktadır. Göl kıyısında gün batımını izleyebilir, bisiklete binebilir ya da bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Bolca balık bulunan gölde balık tutabilirsiniz.
Tuz Gölü, yüzölçümü açısından Türkiye’nin en büyük ikinci gölüdür. Tuz ihtiyacımızın %40’ını sağlayan göl, su kuşları için de önemli bir konumdadır. Tuz Gölü’nü ziyaret ederseniz mutlaka gün batımına denk getirmenizi tavsiye ederiz. Özellikle bu zaman diliminde yarattığı manzara fotoğraf çekmek isteyen misafirler için eşsiz bir fırsat ve muhteşem kareler yakalama şansı sunuyor.
Konya’nın en güzel ve en doğal yerlerinden olan Meram Bağları, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde bile anılmış meşhur bir yerdir. Temiz havası ve huzur kokan doğası ile dikkat çeken Meram Bağları, ziyaret edenlerin unutamayacağı bir konum olarak listemizde yerini alıyor.